Türk Tango Müziği tarihi nedir?
1800’lü yıllarda Arjantin’in Buenos Aires kentinde doğan tutkunun dansı olarak bilinen Tango, aslında ilk olarak dönemin zorlu şartları ve bitmek bilmeyen göç akımlarıyla beraber genelevler de hüzün ve düş kırıklıklarının bir simgesi olarak ortaya çıkmıştır.
Tango, Arjantin’de dönemin sosyete olarak adlandırılan üst zümresi tarafından bir alt kültür olarak kabul edilse dahi bu akımın Avrupa’ya yayılması ve burada büyük ilgi görmesi Arjantin Sosyetisi’nin bu dansı önemsemesine neden oldu. Profesyonel dansçılardan oluşan Tango Gösteri Grupları da, çeşitli ülkelerde yaptıkları gösterilerle Tango Müziğini ve Dansını daha fazla tanıtmış ve dünyaya sevdirmişlerdir. Avrupa’da en büyük ilgi Paris’ten sonra Berlin, Brüksel, Londra ve diğer başkentlere sıçramış, 1913’lerin sonlarına doğru, New York’u ve Finlandiya’yı da etkisi altına almıştır.
Türkiye’de Cumhuriyetin ilanından sonraki yıllarda oluşan müzik gelişimi toplumsal eşitliğin sağlanması ile Tango Müziği ve Dansı sevilmiş ve yayılmıştır. Necip Celal, Necdet Koyutürk ve Fehmi Ege gibi sanatçıların pek çok Tango Eseri bestelemesiyle Tango’nun gitgide yaygınlaşmasını sağlamışlardır. Türkiye’de duyulmaya başlanan ilk Tangolar “Avrupa Tango”larıdır. Arjantin Tangoları ise daha sonra dans tutkunlarının meraklarıyla daha çok ilgi toplamıştır.
Türkiye’nin bilinen ilk Tango Şarkısı ‘MAZİ’ 1928 yılında Necip Celal tarafından yazılmıştır. Ardından Fehmi Ege’nin çok sevilen “MEHTAPLI BİR GECEDE” adlı tangosu ve diğerleri gelecektir. 1938-1951 yılları arasında Türkiye’de konserler veren Eduardo Bianco Orkestrası İstanbul Park Otel Orkestrası ve onun Arjantinli Bandoneonisti Tapia Colman bu sevginin temelinin oluşmasında önemli bir rol oynamıştır.
Ayrıca Arjantin Tangosu denilince Türkiye’de akıllara gelen en önemli müzisyenlerden olan Orhan Avşar; çocukluğunu Buenos Aires’te geçirmiş ünlü müzisyen orada öğrendiği tangonun temel dinamiklerini yurda getirerek İstanbul Radyosunda ‘Tipik Orkestra’ adında bir orkestra kurup eşsiz sanat eserlerini icra etmiştir.
Günümüzde ise Ülkemizin gelişmişlik düzeyiyle doğru orantılı olarak gelişen sanat anlayışıyla beraber Tango’ya olan ilgi artmakta ve bir zamanların ayıplanan ve hor görülen dansı, ışıltılı dans salonlarında uygulanan nezih bir eğlence halini almıştır.